- Bu İşlem Ne İçin Yapılır
- Erbaini İdrisiyye 3. İsim havassı
- Bu İşlemin Zamanı
- Uygulama içinde bahsedilen zamanlar
- Bu İşlemin Tütsüleri
- Konu içinde tütsüler varsa onlar
- Bu İşlemi Tecrübe Eden
- Yok
- Bu İşlemin Kaynağı
- Cübbeli Ahmed Hoca - Erbaini İdrisiyye Risalesi
ياَ اَللهُ الْمَحْمُودُ فِي كُلِّ فِعَالِهِ، يَا اَللهُ
"Yâ Allâhü'l-mehmûdü fî külli fi'âlihî, yâ Allâh!"
"Ey bütün işlerinde hamdolunmaya layık olan Allâh! Yâ Allâh!"
BU İSM-İ ŞERÎFİN BAZI HAVÂSSI
1. Sühreverdî (Rahimehullâh)ın beyanı vechile; her kim abdestli bir şekilde temiz elbiseler giyinmiş olarak cuma günü namazdan önce tenha bir yerde bu ism-i şerifi iki yüz (200) defa gizlice okursa, isteği ne olursa olsun kendisi için kolayca hasıl olur. Tabiplerin ilaç yapmaktan aciz kaldıkları hasta da bu minval üzere ism-i şerifi tilavet ederse, eceli gelmediyse mutlaka iyileşir.
2. Her kim cuma günü gusül abdesti alıp temiz elbiseler giyinerek namaza gider ve namazdan sonra tenha bir yerde oturarak bu ism-i şerifi tam bir ihlas ve düzgün niyet ile iki yüz (200) kere okursa, güneşin gökten inmesini yahut şimşeği ve rüzgarı durdurmayı istese bile Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle muradı hasıl olur.
Ancak bu tasarruf için sağlam bir inanç ve kalbinde Müslümanlara karşı kin ve nefret bulunmaması gerekir.
Özellikle okuma esnasında kalbini Allâh-u Te'âlâ'dan gayri her şeyden boş tutup bütünüyle bu ismin sahibine bağlanması gerekir, aksi takdirde abes ile iştigalden ileri geçmez.
3. Her kim kırk gün müddetince her gün bu ism-i şerifi dört bin dört yüz kırk dört (4444) kere okuduktan sonraki cuma gününde öğlen vakti gusül abdesti alarak, buhur yakarak, cuma namazı için mescide yönelir de cumanın akabinde bu ism-i şerifi huzur-u kalp ile iki yüz (200) kere okursa, Allâh-u Te'âlâ kalbinin hastalığını sıhhate tebdil eder ve o kişiye manevi yolda Hakk Te'âlâ'ya tam bir teveccüh lütfedilir.
Bu kişi Allâh-u Te'âlâ'nın her şeye gücü yeten, ilmiyle hazır ve nazır bir Zat olduğu itikadı ile kalbini boş düşüncelerden, kinden, hasetten, gıybetten koruyarak ve kalp aynasını ğill-u ğiş (kin ve bozuk düşünceler)den arındırarak bu vazifeyi yaparsa, Allâh-u Te'âlâ kendisine olmayacağı düşünülen her isteğini oldurur.
4. Her kim herkesin kendisini sevmesini ve övmesini murad ediyorsa bu ismi şerifi her gün on bin (10.000) kere, her gece de on bin (10.000) kere olmak suretiyle hiç ara vermeden tevatür ve tevali üzere (boşluk vermeden peşpeşe) elli gün ve elli gece okumaya devam etmelidir.
Dua sahibi olan kişi, bu ism-i şerifleri kitaptan okumakla kalanlar değildir, gerçek dua sahibi, duanın sırları ve esma-i şerifenin (ism-i şeriflerin) acayiplikleri kalbinin levhalarında nakşolunan kişidir ki bu makamda olan birinin duası daha duaya başlamasıyla birlikte sona ermeden kabule şayan olur.
Duası kabul olan kişi manevi yola yabancı olan ecnebilere: "Bu iş benim duam ile hasıl oldu" diye söylememelidir ki, gerçek dua ehlinden olabilsin de, dua nemmamlarından olmasın.
Çünkü insanların çoğu kendini beğenerek güya keramet fezasında Allâh-u Te'âlâ için koşturmuşlardır, fakat niyetleri doğru olmadığı için dua sahralarında helak olmuşlar, kendileri doğru yoldan saptıkları gibi birçoklarını da hak yoldan saptırmışlardır.
Bu dualarla meşgul olan kişi Allâh-u Te'âlâ için halis ve muhlis olmalıdır ki dünya ve ahiret meramına ulaşabilsin.
Dua ve zikirlere devam eden kişi birçok manevi haller, acayiplikler ve ervahın eşkalinin zuhuru (meleklerin ve velilerin şekle bürünerek görünmesi) gibi garipliklerle karşılaşsa da böyle azıcık sermayeye aldanmamalıdır.
Bilakis Kur'ân-ı Mecîd'de:
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَ مَا طَغَى
"Gözü kaymadı ve kalbi (Allâh-u Te'âlâ'yı aramanın dışına) taşmadı" (Necm Suresi:17) kavl-i şerifiyle methedilen Sultânü'l-enbiyâ, Burhânü'l-esfiyâ Ahmed-i Müctebâ, Muhammed Mustafâ ﷺ'e uyarak Allâh-u Te'âlâ'nın rızasından başka bir gaye gözetmemelidir.
5. Bu ism-i şerifin hassası şudur ki; bir kimsenin Allâh-u Te'âlâ katında yahut yaratıklardan biri nezdinde bir haceti olsa fakat bunun husulü zora girse, kişi o işinin görülmesi için ne kadar çabalasa da bir türlü muradına eremese, bu kişi cuma günü guslederek, en güzel ve en değerli elbisesini giyinip mescide gelerek bu hacetinin görülmesi niyetiyle bu ism-i şerifi iki bin (2000) defa okusa, o isteği hiç olmayacak bir iş de olsa Allâh-u Te'âlâ bu ism-i şerifin bereketiyle o hacetini yerine getirir.
6. Her kim bu ism-i şerifi kırmızı akik taşının yüzük kaşı üzerine nakşeder de o yüzüğü sağ elinin en küçük parmağına takar ve onunla hangi muradına yönelirse biiznillâhi Te'âlâ işleri kolaylıkla görülür.
7. Her kim bu ism-i şerifi ayrı ayrı harfler halinde beyaz bir bez üzerine yazıp da onu sargı (veya sarık) şeklinde başına dolarsa, Allâh-u Te'âlâ onu her türlü istenmedik kötü şeyden himaye eder.
8. Bu ism-i şerifi çok zikreden kişiyi Allâh-u Te'âlâ kutuplar (evliyanın uluların)dan yapar, kendisinden hicabı (manevi perdeleri) kaldırır. Bu isim kutupların ve seçkin velilerin virdi olan celali bir isimdir. Çünkü bu ism-i şerif Zat
(Mevla'nın öz varlığının) ismidir.
9. Bir kimse doktorların çare bulamayacağı bir derde düşse, bu ism-i şerifi yedi gün okumaya devam etsin.
Ya da bu ism-i şerif misk, zaferan (safran) ve gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple bir kağıda yazılıp, o kağıt suya bırakılsın, yazı suya geçtikten sonra o su kendisine içirilsin.
Böyle yapılırsa Allâh-u Te'âlâ o kişinin hastalığına şifa verir.
10. Bu ism-i şerif cuma namazı vaktinde (namaza kalkıldığında) ayaktayken bir (1) kere okunursa, dünya ve ahiret işlerinden hangi murada niyet edilirse, kabul ve icabete mukarin (çok yakın) olur. [Şihâbüddîn es-Sühreverdî, Şerhu'l-esmâi'l-erba'în, Yazma Nüsha, Ayasofya, no:377, Ayasofya, no:3358, verak:142, Yazma Bağışlar, no:2773, verak:2, Beyazıd Devlet, no:1256, verak:10; Allâme Şeyh Muhammed et-Tûnusî, er-Ravzatü's-sündüsiyye fi'l-esmâi'l-İdrisiyyeti's-Sühreverdiyye, sh:9-10; Muhammed ibnü Hatîriddîn, el-Cevâhiru'l-hams, sh:207-209; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ sh:26; Fazlullâh Muhammed ibnü Eyyûb, Fetâve's-sûfiyye, verak:140]
"Yâ Allâhü'l-mehmûdü fî külli fi'âlihî, yâ Allâh!"
"Ey bütün işlerinde hamdolunmaya layık olan Allâh! Yâ Allâh!"
BU İSM-İ ŞERÎFİN BAZI HAVÂSSI
1. Sühreverdî (Rahimehullâh)ın beyanı vechile; her kim abdestli bir şekilde temiz elbiseler giyinmiş olarak cuma günü namazdan önce tenha bir yerde bu ism-i şerifi iki yüz (200) defa gizlice okursa, isteği ne olursa olsun kendisi için kolayca hasıl olur. Tabiplerin ilaç yapmaktan aciz kaldıkları hasta da bu minval üzere ism-i şerifi tilavet ederse, eceli gelmediyse mutlaka iyileşir.
2. Her kim cuma günü gusül abdesti alıp temiz elbiseler giyinerek namaza gider ve namazdan sonra tenha bir yerde oturarak bu ism-i şerifi tam bir ihlas ve düzgün niyet ile iki yüz (200) kere okursa, güneşin gökten inmesini yahut şimşeği ve rüzgarı durdurmayı istese bile Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle muradı hasıl olur.
Ancak bu tasarruf için sağlam bir inanç ve kalbinde Müslümanlara karşı kin ve nefret bulunmaması gerekir.
Özellikle okuma esnasında kalbini Allâh-u Te'âlâ'dan gayri her şeyden boş tutup bütünüyle bu ismin sahibine bağlanması gerekir, aksi takdirde abes ile iştigalden ileri geçmez.
3. Her kim kırk gün müddetince her gün bu ism-i şerifi dört bin dört yüz kırk dört (4444) kere okuduktan sonraki cuma gününde öğlen vakti gusül abdesti alarak, buhur yakarak, cuma namazı için mescide yönelir de cumanın akabinde bu ism-i şerifi huzur-u kalp ile iki yüz (200) kere okursa, Allâh-u Te'âlâ kalbinin hastalığını sıhhate tebdil eder ve o kişiye manevi yolda Hakk Te'âlâ'ya tam bir teveccüh lütfedilir.
Bu kişi Allâh-u Te'âlâ'nın her şeye gücü yeten, ilmiyle hazır ve nazır bir Zat olduğu itikadı ile kalbini boş düşüncelerden, kinden, hasetten, gıybetten koruyarak ve kalp aynasını ğill-u ğiş (kin ve bozuk düşünceler)den arındırarak bu vazifeyi yaparsa, Allâh-u Te'âlâ kendisine olmayacağı düşünülen her isteğini oldurur.
4. Her kim herkesin kendisini sevmesini ve övmesini murad ediyorsa bu ismi şerifi her gün on bin (10.000) kere, her gece de on bin (10.000) kere olmak suretiyle hiç ara vermeden tevatür ve tevali üzere (boşluk vermeden peşpeşe) elli gün ve elli gece okumaya devam etmelidir.
Dua sahibi olan kişi, bu ism-i şerifleri kitaptan okumakla kalanlar değildir, gerçek dua sahibi, duanın sırları ve esma-i şerifenin (ism-i şeriflerin) acayiplikleri kalbinin levhalarında nakşolunan kişidir ki bu makamda olan birinin duası daha duaya başlamasıyla birlikte sona ermeden kabule şayan olur.
Duası kabul olan kişi manevi yola yabancı olan ecnebilere: "Bu iş benim duam ile hasıl oldu" diye söylememelidir ki, gerçek dua ehlinden olabilsin de, dua nemmamlarından olmasın.
Çünkü insanların çoğu kendini beğenerek güya keramet fezasında Allâh-u Te'âlâ için koşturmuşlardır, fakat niyetleri doğru olmadığı için dua sahralarında helak olmuşlar, kendileri doğru yoldan saptıkları gibi birçoklarını da hak yoldan saptırmışlardır.
Bu dualarla meşgul olan kişi Allâh-u Te'âlâ için halis ve muhlis olmalıdır ki dünya ve ahiret meramına ulaşabilsin.
Dua ve zikirlere devam eden kişi birçok manevi haller, acayiplikler ve ervahın eşkalinin zuhuru (meleklerin ve velilerin şekle bürünerek görünmesi) gibi garipliklerle karşılaşsa da böyle azıcık sermayeye aldanmamalıdır.
Bilakis Kur'ân-ı Mecîd'de:
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَ مَا طَغَى
"Gözü kaymadı ve kalbi (Allâh-u Te'âlâ'yı aramanın dışına) taşmadı" (Necm Suresi:17) kavl-i şerifiyle methedilen Sultânü'l-enbiyâ, Burhânü'l-esfiyâ Ahmed-i Müctebâ, Muhammed Mustafâ ﷺ'e uyarak Allâh-u Te'âlâ'nın rızasından başka bir gaye gözetmemelidir.
5. Bu ism-i şerifin hassası şudur ki; bir kimsenin Allâh-u Te'âlâ katında yahut yaratıklardan biri nezdinde bir haceti olsa fakat bunun husulü zora girse, kişi o işinin görülmesi için ne kadar çabalasa da bir türlü muradına eremese, bu kişi cuma günü guslederek, en güzel ve en değerli elbisesini giyinip mescide gelerek bu hacetinin görülmesi niyetiyle bu ism-i şerifi iki bin (2000) defa okusa, o isteği hiç olmayacak bir iş de olsa Allâh-u Te'âlâ bu ism-i şerifin bereketiyle o hacetini yerine getirir.
6. Her kim bu ism-i şerifi kırmızı akik taşının yüzük kaşı üzerine nakşeder de o yüzüğü sağ elinin en küçük parmağına takar ve onunla hangi muradına yönelirse biiznillâhi Te'âlâ işleri kolaylıkla görülür.
7. Her kim bu ism-i şerifi ayrı ayrı harfler halinde beyaz bir bez üzerine yazıp da onu sargı (veya sarık) şeklinde başına dolarsa, Allâh-u Te'âlâ onu her türlü istenmedik kötü şeyden himaye eder.
8. Bu ism-i şerifi çok zikreden kişiyi Allâh-u Te'âlâ kutuplar (evliyanın uluların)dan yapar, kendisinden hicabı (manevi perdeleri) kaldırır. Bu isim kutupların ve seçkin velilerin virdi olan celali bir isimdir. Çünkü bu ism-i şerif Zat
(Mevla'nın öz varlığının) ismidir.
9. Bir kimse doktorların çare bulamayacağı bir derde düşse, bu ism-i şerifi yedi gün okumaya devam etsin.
Ya da bu ism-i şerif misk, zaferan (safran) ve gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple bir kağıda yazılıp, o kağıt suya bırakılsın, yazı suya geçtikten sonra o su kendisine içirilsin.
Böyle yapılırsa Allâh-u Te'âlâ o kişinin hastalığına şifa verir.
10. Bu ism-i şerif cuma namazı vaktinde (namaza kalkıldığında) ayaktayken bir (1) kere okunursa, dünya ve ahiret işlerinden hangi murada niyet edilirse, kabul ve icabete mukarin (çok yakın) olur. [Şihâbüddîn es-Sühreverdî, Şerhu'l-esmâi'l-erba'în, Yazma Nüsha, Ayasofya, no:377, Ayasofya, no:3358, verak:142, Yazma Bağışlar, no:2773, verak:2, Beyazıd Devlet, no:1256, verak:10; Allâme Şeyh Muhammed et-Tûnusî, er-Ravzatü's-sündüsiyye fi'l-esmâi'l-İdrisiyyeti's-Sühreverdiyye, sh:9-10; Muhammed ibnü Hatîriddîn, el-Cevâhiru'l-hams, sh:207-209; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ sh:26; Fazlullâh Muhammed ibnü Eyyûb, Fetâve's-sûfiyye, verak:140]