- Katılım
- 19 Ağu 2018
- Mesajlar
- 208
Mekke'de İmam-ı Rabbani Hz.'nin oğlunun talebesine (Ahmet Yekdes Cüryani Hz.) talebe olmuştur. 3 sene sonunda hocası artık İstanbul'a gitmesini istemiştir. Kendisinden son bir arzusunun olup olmadığını sormuştur.
Mehmet Emin Tokadi Hz.'de hocasından dua istemiştir:
"Benim vefatımdan sonra kabrime gelip bir fatiha okuyanın vücudu cehennem ateşinde yanmasın."
Bu dua isteği karşısında hocasına şu hadiseyi hatırlatmıştır :
"Birgün Resulallah Efendimiz (s.a.v.) 'in yanına Cebrail (a.s.) gelir. 'Ya Resulallah Ebu bekir'in (r.a.) 1 saatlik ibadeti 70 senelik ibadet hükmüne geçer' dedi. Resulallah Efendimiz (s.a.v.) hemen Ebu bekir (r.a.) Efendimizi çağırdı. Geldiklerinde 'Evde ne yapıyordun?' diye sordu. Ebu Bekir Sıddık (r.a.) şöyle cevap verdi. 'Ey Allah'ın Rasulu. Hatırıma şöyle şu gelmişti. Hakk Teala cenntei ve cehennemi yarattı. Her ikisinide dolduracağını takdir etti. Ya Resul Allah bende evde Hakk Teala'dan vücudumu cehennemi dolduracak kadar büyük yapmasını diledim.'"
Hocası kendisine şunları söyledi :
" Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler."
Onyedinci ve on sekizinci yüzyıllarda yetişen Osmanlı alimlerinin meşhurlarından ve evliyanın büyüklerinden. İsmi, Mehmet Emin bin Hasan Ömer Nakkaş Tokadi’dir. Aziz Mahmud Urmevi dervişlerinden bir zatın oğludur. Lakabı Cemaleddin, künyesi Ebü’l-Emane ve Ebu Mansur’dur. 1664 (H. 1075)te Tokat’ta doğdu. 1745 (H. 1158)te İstanbul’da seksen üç yaşında vefat etti. İstanbul’da medfun evliyanın en meşhurlarındandır. Kabri, Unkapanı’na inen cadde ile Zeyrek Yokuşunun kesiştiği tepe üzerinde, Soğukkuyu-Piri Paşa Medresesi Kabristanındadır. Kendisini vesile edenlerin, yaptıkları duaların kabul olduğu bilinmektedir.
Mehmet Emin Tokadi hazretleri ilim tahsiline memleketinde başladı. Sonra İstanbul’a gitti. Şeyhülislam Mirzazade Şeyh Muhammed Efendi'den uzun müddet ders alıp ilimde çok iyi yetişti. Yedikuleli hattat Abdullah Efendi'den hat dersleri alıp, değişik hat çeşitlerinde maharet sahibi oldu. Reisülküttab makamının yazı işlerinde, katiblik vazifesi aldı. Bu arada talebelere ders verdi. Etrafında pekçok talebe toplandı. Ali İzzet Paşa ve Yeğen Mehmet Paşa gibi meşhur zatlar da derslerine devam ederlerdi. Bir müddet katiplik yaptığı Edirne’den hacca gitmek üzere ayrıldı. Ayrılırken kendisiyle görüşmek üzere dergahına davet eden Kasabzade Şeyh Muhammed Efendi ona yaradılıştan çok yüksek bir kabiliyete sahib olduğunu ve büyük nimetlere kavuşacağını müjdeledi. Mekke’ye varınca büyük veli Ahmed Yekdest Cüryani’nin sohbetine gitmesini tavsiye etti.
1702’de Mekke’ye gidince ilk günü Kabe’yi tavaf ve ziyaretle geçirdi. Ertesi gün sabah namazını kıldıktan sonra mübarek bir zatın, talebeleriyle harem-i şerifte sohbet ettiğini görünce, oturup dinledi. Sohbetten sonra dinlediği zat; “Hoş geldin Emin Efendi” dedi. Bu zat Ahmed Yekdest hazretleri idi. Böylece asıl hocasına kavuşmuş oldu. Üç sene derslerine ve sohbetlerine devam edip tasavvufta kemale erdi. Sonra İstanbul’a döndü. İstanbul’da beş sene talebelere ders verdi. Daha sonra Ahmed Yekdest hazretlerinin kıymetli talebesi Muhammed Kumul Efendi ile birlikte vazifeli olarak Kudüs’e gitti. Bu seyahati sırasında hadis alimlerinden Ahmed Nahli Mekki’den, hadis ilminde icazet aldı. Kudüs’te bir sene kaldıktan sonra Mekke’ye gitti. Muhammed Kumul Efendi, Mekke su yollarının tamiri vazifesini yürütüyor; Mehmet Emin Efendi de katiblik yapıyordu. Birlikte Medine’ye giderek, Darüsseade ağası Hacı Beşir Ağa ile tanıştılar.
1717 yılında Hicaz’dan İstanbul’a dönünce, bir müddet Ebu Eyyub-el- Ensari hazretlerinin türbesinde türbedarlık yaptı. Daha sonra Peygamber efendimizin mübarek türbesinde hizmet etme vazifesi verildi. Bu hizmetlerinden sonra İstanbul’a dönüp ilim öğretmekle meşgul oldu. Pekçok alim yetiştirdi. Müstakimzade Süleyman Sadeddin Efendi ve Seyyid Yahya Efendi talebelerinin meşhurlarındandır.
Evliyanın meşhurlarından İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, vefatına yakın bir zamanda talebelerinden İvaz Mehmet Paşa, Yeğen Mehmet Paşa ve El-Hac Ahmed Paşayı, Mehmet Emin Tokadi hazretlerine gönderip, bunların tasavvufta yetiştirilmesini rica etmişti. Bu ricayı kabul edip, gönderilen kişilerle ilgilendi. Bunlardan Sultan Birinci Mahmud Han’ın sadrazamı olan Yeğen Mehmet Paşa, çeşitli devlet hizmetlerinde bulundu ve 1737 yılında Avusturya (Nemçe) Seferine iştirak etti.
Mehmet Emin Tokadi hazretlerinin 1745 yılında göğsünde ve sırtında önce sivilce olarak çıkan, daha sonra çıban halini alan şirpençe çıbanının verdiği rahatsızlık neticesinde İstanbul’da vefat etti. Cenazesini talebelerinden baklalı Camii İmamı El-Hac Muhammed Efendi yıkadı, kefenledi. Cenaze namazı Fatih Camii’nde kılındı. Tabutu kalabalık sebebiyle parmaklar üzerinde taşınarak evinin yakınında bulunan Piri Paşa Medresesi yanındaki kabristana defnedildi.
Son düzenleme: