- Katılım
- 28 Nis 2018
- Mesajlar
- 376
Mücerreb Olan Duâ
Şeyh Deyrabî Hazretleri“Mücerrebât”ında şöyle buyurdu:
Kim, on gece üst üste şu salevâtı yüz kere okumaya devam eder,
Sonra yatağına gelir, sağ tarafı üzerine kâmil taharet (abdest) üzerine yatarsa; muhakkak ki o kişi, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri’ni rü’yâsında görür. (Saadetü’d-Dareyn, s. 534)
Salevât-ı şerife şudur:
أَللُّهُمَّ صَلِّ عَلىَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ (صلى الله عليه وسلم) عَبْدِكَ وَرَسُولِكَ النَّبِيِّ اْلأُمِّيِّ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ كُلَّمَا ذَكَرَكَ الذَّاكِرُونَ وَغَفَلَ عَنْ ذِكْرِهِ الْغَافِلُونَ عَدَد مَا أَحَاطَ بِهِ عِلْمُ اللّٰهِ وَجَرَى بِهِ قَلَمُ اللّٰهِ وَنَفَذَ بِهِ حُكْمُ اللّٰهِ وَوَسِعَهُ عِلْمُ اللّٰهِ عَدَدَ كُلَّ شَيْءٍ وَأَضْعَافُ كُلِّ شَيْءٍ وَمِلْءُ كُلِّ شَيْءٍ عَدَدَ خَلْقِ اللّٰهِ وَزِنَةَ عَرْشِ اللّٰهِ وَرِضَا نَفْسِ اللّٰهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِ اللّٰهِ عَدَدَ مَا كَانَ وَمَا يَكُونُ وَمَا هُوَ كَائِنٌ فِى عِلْمِ اللّٰهِ صَلاَةً تَسْتَغْرِقُ الْعِدَّ وَتُحِيطُ بِالْحَمْدِ صَلاَةً دَائِمَةً بِدَوَامِ مُلْكِ اللّٰهِ بَاقِيَةٌ بِبَقَاءِ اللّٰهِ
Okunuşu:
“Allahümme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve resûliken-nebiyyi’l ümmiyyi ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ve sellim küllemâ zekerake’z zâkirûn ve gafele an zikrihi’-lgâfilûn. Adede ma ehata bihî ilmullahi ve cerâ bihî kelâmullahi ve nefeze bihî hükmullahi ve vesiahû ılmullahi adede küli şey’in ve ad’âfü külli şey’in ve mil’ü külli şey’in adede halkıllahi ve zinete arşillahi ve rızâe nefsillâhi ve midâde kelimatillahi adede mâ kâne ve mâ yekûnü vema hüve kâinün fi ilmillâhi salâten testağrikul idde ve tühıytu bilhamdi salâten dâimeten bi devâmi mülkillâhi bâkıyetün bi bekâillâhi.”
Manası:
Ey Allâh’ım! Kulun ve Resûlün olan Nebiy-yî Ümmî Efendimiz Muhammed’e, âline ve sahabesine; zikredenler Seni zikrettikçe, gaflet edenler O’nu unuttukça,
Allâhü Te’âlâ’nın ilminin kuşattıkları adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin kaleminin yazdıkları sayısınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin hükmünün geçerli olduğu konular adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin ilminin kapladığı şeylerin sonsuzluğunca, her varlık sayısınca, herşeyin kat katınca, herşeyin dolusunca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’ninyaratıkları adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin Arşının ağırlığınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin Zatının rızasınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin kelimelerinin mürekkebince, olmuşlar, olanlar ve olacağı
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’ninilminde bilinenler sayısınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin mülkünün devamı ile daim,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin bekası ile bakî olan, sayıları kaplayan ve sınırları kuşatan bir salat ve selam ile salât-ü selâm eyle!
Şeyh Deyrabî Hazretleri“Mücerrebât”ında şöyle buyurdu:
Kim, on gece üst üste şu salevâtı yüz kere okumaya devam eder,
Sonra yatağına gelir, sağ tarafı üzerine kâmil taharet (abdest) üzerine yatarsa; muhakkak ki o kişi, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hazretleri’ni rü’yâsında görür. (Saadetü’d-Dareyn, s. 534)
Salevât-ı şerife şudur:
أَللُّهُمَّ صَلِّ عَلىَ سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ (صلى الله عليه وسلم) عَبْدِكَ وَرَسُولِكَ النَّبِيِّ اْلأُمِّيِّ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ وَسَلِّمْ كُلَّمَا ذَكَرَكَ الذَّاكِرُونَ وَغَفَلَ عَنْ ذِكْرِهِ الْغَافِلُونَ عَدَد مَا أَحَاطَ بِهِ عِلْمُ اللّٰهِ وَجَرَى بِهِ قَلَمُ اللّٰهِ وَنَفَذَ بِهِ حُكْمُ اللّٰهِ وَوَسِعَهُ عِلْمُ اللّٰهِ عَدَدَ كُلَّ شَيْءٍ وَأَضْعَافُ كُلِّ شَيْءٍ وَمِلْءُ كُلِّ شَيْءٍ عَدَدَ خَلْقِ اللّٰهِ وَزِنَةَ عَرْشِ اللّٰهِ وَرِضَا نَفْسِ اللّٰهِ وَمِدَادَ كَلِمَاتِ اللّٰهِ عَدَدَ مَا كَانَ وَمَا يَكُونُ وَمَا هُوَ كَائِنٌ فِى عِلْمِ اللّٰهِ صَلاَةً تَسْتَغْرِقُ الْعِدَّ وَتُحِيطُ بِالْحَمْدِ صَلاَةً دَائِمَةً بِدَوَامِ مُلْكِ اللّٰهِ بَاقِيَةٌ بِبَقَاءِ اللّٰهِ
Okunuşu:
“Allahümme salli ‘alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve resûliken-nebiyyi’l ümmiyyi ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ve sellim küllemâ zekerake’z zâkirûn ve gafele an zikrihi’-lgâfilûn. Adede ma ehata bihî ilmullahi ve cerâ bihî kelâmullahi ve nefeze bihî hükmullahi ve vesiahû ılmullahi adede küli şey’in ve ad’âfü külli şey’in ve mil’ü külli şey’in adede halkıllahi ve zinete arşillahi ve rızâe nefsillâhi ve midâde kelimatillahi adede mâ kâne ve mâ yekûnü vema hüve kâinün fi ilmillâhi salâten testağrikul idde ve tühıytu bilhamdi salâten dâimeten bi devâmi mülkillâhi bâkıyetün bi bekâillâhi.”
Manası:
Ey Allâh’ım! Kulun ve Resûlün olan Nebiy-yî Ümmî Efendimiz Muhammed’e, âline ve sahabesine; zikredenler Seni zikrettikçe, gaflet edenler O’nu unuttukça,
Allâhü Te’âlâ’nın ilminin kuşattıkları adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin kaleminin yazdıkları sayısınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin hükmünün geçerli olduğu konular adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin ilminin kapladığı şeylerin sonsuzluğunca, her varlık sayısınca, herşeyin kat katınca, herşeyin dolusunca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’ninyaratıkları adedince,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin Arşının ağırlığınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin Zatının rızasınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin kelimelerinin mürekkebince, olmuşlar, olanlar ve olacağı
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’ninilminde bilinenler sayısınca,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin mülkünün devamı ile daim,
Allâhü Te’âlâ Hazretleri’nin bekası ile bakî olan, sayıları kaplayan ve sınırları kuşatan bir salat ve selam ile salât-ü selâm eyle!